aklindaki.blogspot.com |
Bütün kan alımlarından önce, kan vermenin gerek vericiler için (kan yitimi nedeniyle), gerek alıcılar için(hastalık bulaşması tehlikesi
nedeniyle), zararlı olmamasını güven altına almak amacıyla, vericilerin taramadan geçirilmesi gerekir. En çok kan verme sıklığı (yılda beş kez ya da sekiz haftada bir, 480 ml'lik ünite) bedenin, verilen kanın alyuvarlarıyla birlikte yitirilen demiri yenileme yeteneğine bağlıdır. Toplanan kan, test örnekleriyle birlikte, mikroptan arındırılmış torbalarda korunur. Bu torbalar, kanın pıhtılaşmasını içeren bir madde ile 1 °C-6 °C'lık sıcaklıklarda denetimli soğutma altında beş hafta süreytile depolanmasına olanak veren besleyici bir çözelti içerir. Bazı durumlarda, kan borusu öbür torbalara içten bağlı olan, böylece kanın bileşimindeki maddelerin bulaşma tehlikesi olmadan hazırlanabildiği bir torbada toplanır.
Kan bankasında, kanın tipinin, AB0 grupları, Rh etmenleri, vb. bakımından belirlenmesi gerekir. Verilen bütün kan ünitelerinin, alıcıya bulaşma olasılığı taşıyan AİDS ve bazı karaciğer iltihabı biçimleri gibi enfeksiyon hastalıkları antikorları bakımından testten geçirilmiş olması gerekir.
Birçok kan ünitesi, kan bankaları tarafından kan ünitesini oluşturan birimlere ayrılır; en çok kullanılan kan ürünleri alyuvar, trombosit konsantreleri, plazma ve etmen VIII içeren doldurulmuş-kurutulmuş plazma özütü paketleri olarak hazırlanır.
Kansızlığın düzeltilmesi için paketlenmiş alyuvarların kullanılması, hastalara gereksiz yere plazma verilmesini önler; böylece kan aktarımlarının etkililik ve güvenliğini artırır. Trombositleri eksik, dolayısıyla da kanama eğilimi olan hastalar için, trombosit aktarımları gereklidir. Çoğunlukla dondurulmuş taze plazma biçimindeki plazma aktarımları, plazma pıhtılaştırıcı etmen eksikliklerini düzeltmekte çok büyük yarar sağlarken etmen VIII içeren paketler, A tipi kanama hastalıklı kişilerin tedavisinde önemli yer tutar.
Alışılmış kan alımlarının yanı sıra, birçok kan bankası, plazma ve bazı kan ürünlerini, "plazmaferez" adı verilen bir işlemle toplar. Bu yöntemde, toplanan kanın alyuvarları, plazma ayrıldıktan sonra hastaya geri verilir. Vericinin alyuvar hacmi korunduğu ve plazma da alyuvarlardan daha hızlı bir biçimde yeniden yapıldığı için, plazmaferez, tam kan alınmasından oldukça daha sık uygulanabilir.
Kan bankaları aynı zamanda ameliyat olacak hastalara ameliyat sonrası vermek için hastanın kendisinden alınan kanı da toplarlar. Bu işlem, kan aktarımıyla hastalık bulaşması tehlikesini azaltmasının yanı sıra, ender kan gruplarında hastaları, aynı gruptan kan bulunamaması olasılığından da korur.