aklindaki.blogspot.com |
Bu yapı, bugünkü Ayasofya'dan farklıydı. Bitiminden 22 yıl sonraki büyük depremde (558), kubbenin doğu yönü bütünüyle çöktü ve önemli bir onarımdan sonra, 562'de bir kez daha tekrarlanan törenlerde yeniden açıldı.
Ayasofya, bundan sonra da çeşitli nedenlerle birçok onarım gördü. Yapıya en büyük zarar, İstanbul'u yağmalayan (1206) Batı hıristiyanlarının Haçlı orduları tarafından verildi: Haçlılar, bütün kent gibi, bu anıtsal yapıyı da yağmaladılar ve kilisedeki kutsal eşyaları sökerek, kırarak hayvanlarına süs yaptılar. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethedince (1453), 1206'dan beri harap ve bakımsız bırakılan Ayasofya'da ilk cuma namazını kıldı. Kilise büyük onarımlarla ve içinde yapılan küçük değişiklerle camiye dönüştürüldü ve Osmanlı İmparatorluğu süresince çok iyi bakım gördü.
Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün isteğiyle Ayasofya, Bizans sanatını belirleyen bir müze haline getirildi (1935). Cami yapıldığında kapatılan mozaik ve duvar freskleri temizlenerek ortaya çıkarıldı. Yakın dönemde de, yeniden (1987-1988), Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan mahzenin duvar kalıntıları ortaya çıkarıldı.
Ayasofya'da, güney galerisinin ardında 30 000 kitaplık bir kütüphane vardı. İznik çinileriyle süslü olan bu ek yapı, Osmanlılar döneminde yapılmış (1739-1742), ayrıca Türk mimarlığının en seçkin örneklerinden birini oluşturan bir şadırvan ile (1740), muvakkithane ve sıbyan okulu eklenmiştir.
Ayasofya dikdörtgen biçiminde, kareye yakın planlıdır. Mihrapla birlikte boyu 80,9m, eni 70m'dir. Orta kesimde yükseklik 24,3m'dir. Dört büyük fil ayağına dayanan kubbenin çapı 33m'dir. Kubbenin yerden yüksekliği 55,6 m'yi bulur.
Yapının bütün ağırlığını 107 sütun taşımaktadır. Bunların çoğu yeşil somaki mermerden, bir bölümü de vişne rengi Mısır porfirindendir. Alttaki sekiz yeşil somaki sütun, Efes artemis tapınağında getirtilmiştir. Geri kalan bütün mermerler, Marmara adalarındandır.
Ayasofya genel görünümü, çizgilerindeki uyumu, orantılarıyla, kendinden sonraki bütün kubbeli yapıları etkilemiş olan gerçek bir mimarlık başyapıtıdır. Ayrıca iç süslemeleri, mozaikleri freskleriyle, insanlık tarihinin en büyük yapıtlarından birini oluşturur.